Dijitalizm ; teknolojik gelişimle beraber günümüzde oldukça önemli bir yeri ‘’işgal’’ etmektedir.Aslında temel konumuz Teknolojik gelişimi kapsamaktadır. Teknolojik geleşim çağımızda olumlu ve olumsuz etkileri barındırmaktadır. Diyalektiğin yasası gereği geleceğin gelişim süreci ile beraber eskiden yaşamda kullanılan araç ve gereçler günümüzdeki Teknolojik gelişimler neticesinde değişmiştir.Burada da egemenlerin rolü içinden geçilen sürecin Emperyalist – Kapitalist sistem olması nedeniyle oldukça önemlidir. Bilimin ve Teknolojik gelişimin hangi doğrultuda kullanıldığına bakacak olursak burada egemenlerin insanlığın genel çıkarından ziyade sistemin kendi(lerinin) çıkarını ön planda tuttuğu bir gerçekliktir. Teknolojik gelişimle beraber Dijitalizm son 20 yılda ciddi bir yaygınlık gösterdi, son 10 yılda hayatımızda neredeyse tamamıyle var olmaya başladı. Çünkü hayatımızı ‘‘kolaylaştırdı,rahatlattı,hızlandırdı ’’diyebiliriz bir bakış acısıyla. ‘‘Zamanın kıymetli olduğu bu zamanda , bizim için kendimize her anlamda daha ‘’fazla zaman ayırmamıza’’ sebep olduğunuda’’ diye bilirmiyiz? İki acıdan bakmamızda fayda var. Teknolojik gelişimle beraber Dijitalizm hayatımızda oldukça fazla yer almaya başladığı dönemde farklı buluş ve icadlarla karşımıza çıkmıştır.Bu konumuzun bir yanı olsada diğer yanıda önemlidir. Buda sistem acısından değerlendirildiğinde farklı iş sektörü olarak görülebilinir. Sermayenin yeni bir pazarı olarak görmek oldukça yerinde bir tesbittir. Egemenlerin barbar sistemlerinin insanlığın geleceğini yok ettiği ve insanı yabancılaştırdığı bir gerçekliktir. Artı değer ile beraber sömürü düzeni kendisini her alandan faydalanacak doğrultuda sistemleştirmiştir. Teknolojik gelişimi egemenler gerçek bilimden kopararak ticari sektör haline dönüştürmüştür ki günümüzde de bu haliyle hayatımızda yer kaplamaktadır.Örneğin ; Bilim son buluşlarını “bilimsel dergilerde” yayınlarken, teknoloji ise kendi buluşlarını “teknoloji dergilerinde” tanıtmaktadır. Bilim bir süreci “anlatırken”, teknoloji bir sonucu “tanıtmaktadır.” İşte bu tanıtılan teknoloji “yeni yada Dijital Teknoloji ” olmaktadır. Bilimsel çalışmalar sonucunda insan yaşamını kolaylaştıracak iddiasıyla üretilen teknoloji, son dönemlerde(Yakın Tarihte) neredeyse bilim merkezli olmaktan çıkmış, teknoloji merkezli olmaya başlamıştır. Bunun net ifadesi şudur: “Teknolojiyi Egemenler kendi çıkarları için kullanmaktadırlar”.(Alıntı: Çağın Problemleri Karşısında Eğitim Sempozyumu) ‘’Bertrand Russell’in tanımıyla (Russel, 1997) “gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabası” nın metodolojik bir şekilde sunulması gerekmektedir. Oysa teknoloji, bilimsel süreçlerle bulduğu yasaları genellikle “ticari” amaçlar için çalışan sermaye gruplarına aktardığı için bu sonuçlar bir anlamda bilimsel olmaktan çıkıp ticaret teknolojisi olmaktadır.’’
Alıntımızda aktarıldığı gibi günümüzde egemenlerin teknolojik gelişimi bilimden soyutladığı ve ticari amaçlara dayandırdığı bir gerçekliktir. İnsanlığın yararına bilimsel bulgularla ilerleyen bir teknolojimi ? yada Para , Para ve daha cok Para getirecek yeni bir ticari alanmı ? Egemenler elbetteki ikincisini tercih etmektedirler. Teknolojik gelişimin eleştirisi yada üzerine düşünülmesi gereken hususları 2 ana konuda kendini göstermektedir. Birincisi yukarıda değindiğimiz Teknolojinin ticaretleşmesi ikinci konuda bu konuya paralel derecede ve daha önemli bir noktadır. O da egemenlerin bir ürünün (Teknolojnin) buluşundan itibaren geçen süreçinde incelenmesi gerektiğidir. Egemenler her buluşu sistemlerini ‘‘koruma’’ adı altında geliştirip denerler bu şekilde ilk ‘‘denek’’ toplumsal muhalefettir. Ürün piyasaya gelene kadar Devletlerin yüksek güvenlikli labratuarlarında bulunur. Ve bu buluşun ilk olarak görevleri egemenlerin kontrolü altında olabilmesini sağlamaktır. Daha sonra ki aşamalarda ürün piyasaya girer ‘‘Pazar’da ’’ yerini alır. Ürünün daha üst modellerinin buluşu yani ürünün ‘yaşlılık’ dönemiyle beraber ürün-Teknoloji tüm insanların ulaşa bileçeği bir sürece evrilir yani tüm Dünya’ya yayılır.
Dijital Dünya
İnsan tarafından üretilen teknolojinin son süreçteki en çok kullanıldığı alan komunikasyon araçlarıdır. Teknolojinin gelişim sürecinde İnsan bir anlamda özne diğer taraftanda nesnedir. Bu konu hiç şüphesiz tüm insanları ilgilendirmektedir. Egemenler kendi çıkarları doğrultusunda bu alanda da toplumsal muhalefete yönelmiştir. Günümüz dünyasında kamera sistemleri ile her yerde karşılaşmak mümkün , teknolojik gelişimle birçok ürünün özelliği tek bir üründe tüm insanların ceplerine sığacak seviyede yaygınlaştı. Dijital Dünya’nın cebimizde , cantamızda 7/24 bize yakın olmasının hayatımızda yeni alışkanlıklar kazandırmak gibi bir rolü vardır. Bir ceptelefonunun anlık görüşmeler yapmamızda , çok uzakta olan birine ulaşmakta , güzel bir anı kayıt etmede ve her hangi bir bilgiye ulaşmada… bize yardımcı olduğunu söylersek yanılmış olmayız. Ama aynı ceptelefonu ile birey özgür ve güvendemidir? Toplumsal ilişkilerimiz eskisinden ne kadar çok değişiyor değilmi? Burjuva yoz kültürü insanlığı yozlaştırmak için teknolojiğide kullanmaktadır. Telekominikasyon araçları egemenlerin özel ilgi alanıdır. Bu konuda birçok örnek verebiliriz. ABD’nin Almanya hükümetini dinleme ‘‘skandalı’’ daha yakın geçmişimizde olan bir olay. Egemenlerin Pazar sebebi ile yada farklı çıkarlar nedeni ile birbirlerine karşı uyguladığı metodları gördüğümüz zaman bunun çok daha fazlasını direk kendi sistemlerine yönelecek toplumsal muhalefete uygulayacaklarını tahmin etmek için elbetteki kahin olmayada gerek yoktur.
Sonuç Olarak
Toplumu yozlaştırmak , bencilleştirmek ve artı değer sömürüsü üzerine kurulu düzenin yani Emperyalist-Kapitalist sistemde egemenlerin yapabileceklerini yukarıda anlatmaya çalıştık. Birçok konuda kullanılan teknolojilerin hayatımızda yer kapladığı gibi onları bizim kullandığımız ve bilinçlendiğimiz sürece zararlarını önce azaltmaya daha sonra yok etmeye gücümüzün olduğunu bilelim. Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da bizlerin yapabileceği çok fazla şey var. Teknolojiyi tanıma , çeşitli imkanlardan faydalanmak gerekir. Zararlarını göz ardı etmediğimiz sürece nelerin başımıza gelebileceğini bilerek gerektiği kadar faydalanmak önemlidir. Hayatımızda vazgeçilmez bir noktada tutmamalıyız. Meselemiz bu konuda bilinçlenmek olduğu kadar bu bilinçimizi harekete gecirecek olan iradeyide ortaya koymamızla başlar. Herşey bu bilinçle hareket etmekle başlar. Kendimizi , ilişkilerimizi ve toplumu bu barbar düzenden , egemenlerin saldırılarından kurtarmak mücadeleyle mümkündür. Teknolojiyi bilimle birleştirmek ve insanlığın , doğanın yararına sunmakta yeni bir dünyanın mümkün olduğu inancına sahip olanlarındır.Ve biz bu inanca sahibiz.
Bir YDG’li
Not:Yazıda yararlanılan kaynakları konu hakkında daha detaylı bilgilere ulaşmak isteyenler için ek olarak (Engin Karabudak – Teknolojinin Diyalektiği , Çağın Problemleri Karşısında Eğitim Sempozyumu )