YDG Frankfurt komitesinin, “Kızıldere’den Afrin’e, Mahirlerin ruhunu kuşanıyoruz“ başlığı ile yaptığı çağrıyla 30 Mart 1972’de Kızıldere’de ölümsüzleşen Mahir Çayan ve yoldaşları anıldı. KAGEF derneğinde gerçekleşen etkinlik Kızıldere’de ölümsüzleşenlerin şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Saygı duruşunun ardından YDG Frankfurt komitesi adına bir açıklama yapıldı. Açıklamada “Bugün bizler de YDG’liler olarak, başta T. Kürdistanı, Türkiye ve Rojava’da olmak üzere tüm gençlik hareketlerini baskı, imha ve yozlaştırma kuşatmasına alan faşist zihniyetlere karşı, dünyayı sarsan 68 gençlik hareketinin Türkiye coğrafyasında ki önderlerinden Mahir Çayan ve yoldaşlarını anmak ve mücadelelerini yaşatmak için bir araya geldik. Onların ihanete ve ihbarcılığa rağmen yılmayan ve devrimci dayanışmayı büyüten direnişleri yolumuza ışık tutmaktadır“ ifadelerine yer verildi.
YDG Frankfurt komitesi adına yapılan açıklamanın ardından 30 Mart 1972’de Tokat’ın Kızıldere köyünde yaşanan direnişin tarihçesi anlatıldı. Direnişçilerden hayatta kalan tek kişi olan Ertuğrul Kürkçü’nün anılarına da yer verildiği tarihçenin ardından bir sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. Gösterimin ardından ise YDG Frankfurt komitesi adına yeniden bir konuşma yapılarak Mahir Çayan ve 9 yoldaşının THKO önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamlarını engellemek için gösterdikleri direnişin bugün hala gençlik kitlelerinin hafızalarında yer edindiğine dikkat çekildi. 68’in dayanışma ve devrimci mücadeleyi yükseltme bilincinin, tüm farklılıklarına rağmen egemenler karşısında kenetlenme direncinin; bugün dünyanın dört bir yanından IŞİD’e ve T.C. faşizmine karşı Rojava’ya giden enternasyonalist savaşçıların mücadelesinde yaşamaya devam ettiği belirtilerek Rojava’da ölümsüzleşen ve Mahir Çayan’ın ardıllarından olan Ulaş Bayraktaroğlu da anıldı.
Sadece Rojava topraklarında değil, Türkiye’de ve T. Kürdistanı’nda OHAL’lerle, valilik yasaklarıyla, çete ve polis saldırılarıyla susturulmaya çalışılan gençliğin, kadınların, LGBTİ+’ların, grevlerle fabrikaları saran işçilerin ve yaylarına, dağlarına, doğasına sahip çıkan köylülerin mücadelesinde de bu dayanışmayı görmenin mümkün olduğu belirtilen açıklama “Tüm saldırı ve yozlaştırma politikalarına rağmen bu devrimci dayanışma bilinci yok edilemedi. İşçi, işsiz, göçmen, öğrenci, köylü tüm kesimlerden gençler bugün ne On’ları ne de mücadelelerini unutmadı ve unutmayacak. Sadece unutmamakla kalmayıp bu devrimci dayanışmayı ve direngenliği yarınlara ve daha ileriye taşıyacaktır. Bizler de Avrupa’da gün geçtikçe artan ırkçı ve gerici saldırılara karşı, gençliğin umutsuzluğa ve haksız savaşlara hapsedilmesine karşı, emeğimizin ve hayallerimizin çalınmasına karşı mücadele eden göçmen gençler olarak bu bilinci sahipleniyor ve 26. kongremize giderken buradan gençliğe bir kez daha sesleniyoruz: Şimdi daha kararlı, daha örgütlü ve daha güçlü olmak zamanıdır. Hep birlikte ileriye, çare direniş!“ şeklinde sona erdi.
YDG Frankfurt komitesi adına yapılan açıklamanın sona ermesiyle katılımcılar söz alan katılımcılar, bütün ideolojik farklılıklarına rağmen Kızıldere’de ölümsüzleşen 10 devrimcinin bir arada durmanın ve koşulsuz şekilde devrimi savunmanın emsali olduğunu belirttiler. Bugün bu pratiğin Halkların Birleşik Devrim Hareketi(HBDH) ile yaşatılmaya çalışıldığını belirten konuşmalar yapan katılımcılardan 68 gençlik hareketlerinin içinde yer almış olanlar anılarını anlatarak o dönem ölümsüzleşen bütün devrimcilerin büyük bir dayanışma örneği sergilediğini belirttiler. Mahir Çayan ve yoldaşlarının Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in idamını engellemek için Kızıldere’de ölümsüzleşmesi, İbrahim Kaypakkaya ve yoldaşlarının Sinan Cemgilleri ihbar eden muhtarın cezalandırması örneklerinin bugünün gençliğine bir dayanışma örneği olduğunu söylediler.
Anma katılımcıların, Mahir Çayan ve yoldaşlarının katledilmeden önce söyledikleri son parça olan Gün Doğdu marşını hep birlikte söylemesi ile sona erdi.