HAMBURG|19.12.18| Almanya’nın Hamburg şehrinde 18 Aralık 2018 tarihinde G20’ye karşı eylemlerden sorumlu tutulan beş gence karşı ilk duruşma gerçekleşti. Hamburg’un bölgesel mahkemesinde olan duruşma, gecikmeli sabah saat 10 civarında başlarken, mahkeme salonuna dinleyicileri aramak için ayrı bir giriş vardı. Kapının önünden mahkeme salonuna kadar sırf polisin olduğu halde, mahkeme’nin önünde kalabalık kitle pankartlarıyla dayanışmalarını gösterdi ve mahkeme salonu içeriside son sandalyesine kadar doluydu. Tutsaklar için Frankfurt’tan bir otobüs kalktı. Polis eşliğinde mahkeme salonuna getirilen Frankfurtlu dinleyicilerin yanı sıra, Hamburg’tan ve Fransa’dan dayanışma için katılım sağlandı.
Hessen bölgesinde yapılan operasyonla tutsak durumda olan Can N. ve Halil K. ve Fransa’dan tutsak Loic S. duruşma salonuna yumruk ve zafer işaretleriyle girmeleri, dinleyicilerde bir coşku yarattı. Ayakta alkışlanarak karşılanan tutsakların isimleri slogan şeklinde bağırarak coşkulu dayanışma ve karşılama sergilendi. Tutsakların kararlı duruşu salonda bulunanlarca selamlandı. Suçlanan gençlerden 3 tanesi yaklaşık 6 aydır tutukluyken, 2si ise yaşları gereği şartlı tahliye ile serbestler.
Egemenlerin kendi çıkarları ve kâr hırsları doğrultusunda kendilerine ortaklıklar ve uzlaşıcı çözümler aradıkları G20 zirvesi geçtiğimiz senenin Temmuz ayında Hamburg’da gerçekleşti. G20 zirvesine katılan egemenlere karşı Yüz binler bir araya gelerek, günlerce değişik sokak eylemlikleri gerçekleştirdiler. Sokak eylemlerinden bir tanesi ise 7 Temmuz 2017 sabahı, Hamburg’un “zengin” bölgesi olan Elbchaussee’de oldu. Yaklaşık 220 kişinin yaptığı eylemde bir çok araba ve dükkan yanarken, toplam 5 genç hiç bir ispatın olmamasına rağmen Almanya devletinin burjuva mahkemelerince tutsak edildi.
Savcılık İddanamesi ‘‘Maddi Hasar Raporu’’
Savcı, iddianamede yanan tüm araba ve kırılan tüm dükkanları sıraladı. Savcı Tim Paschkowsky’nin duruşmanın başında sunduğu iddianameden çok ispatsız bir hasar raporuydu aslında. Yanan arabaların, camları kırılan dükkanların, patlayan tuvaletlerin centine kadar sıralanan liste, iddianamenin büyük bir bölümünü kapsıyor. Yaklaşık yarım saat sonra, en az toplam 1 milyon Euro’luk zarar olduğu söylendi. İddianame, 18 ile 24 yaşları arasındaki beş genci aynı zamanda ülkenin iç huzurunu bozma, kundaklama, tehlikeli yaralama ve silah yasanın ihlali gibi suçlamalar içermektedir. Bu suçlamalar iddianamede sıralandığı halde, aynı zamanda yargılanan 5 gencin bu eylemleri yaptıklarına dair bir ispat olmadığı, ama bu eylemlerin içerisinde yer alma olasılıkları bile bir suça tekabül ettiği söyleniyor. Savcı her tutsak için 10 seneye kadar hapis cezası istiyor.
Yardımcılar mı yoksa ”suç” ortakları mı?
Savcı, Hessen’den tutsak edilen dört gencin ayaklanmalara aktif olarak katıldığını kanıtlayamıyor. Ancak, tek başına varlıkları onları suç ortağı olarak mahkum etmek için yeterli olduğunu savunuyor. İddianameye göre eylemi gerçekleştiren 220 kişilik grup , suç işlemek ve “korku ve terör yaymak” konusunda ortak karar verdiler. Yargıç ise, bunun sadece zihinsel yardım olduğuna işaret ediyor.Bu fikir ayrılığı hakim ve savcı arasındaki uzlaşmazlığı gösteriyor.
Almanya Devleti Tarafından Fransa’da İllegal Operasyon
Her tutsağa duruşmalarda iki avukat eşlik ediyor, avukatlar iddianameye uzun savunmalarla karşılık verdiler. Loic S.’in Avukatı Lukas Theune, savcılığın “herhangi bir ‘‘fiyattan’’ mahkumiyet” perspektife sahip olduğunu söyledi. Müvekkilinin Loic S. davasında, Hamburg polisi yetkisini aşarak, Fransa’da izinsiz defalarca araştırıp Loic S.’i tutuklandıklarını söyledi.
Savunma avukatı Gabriele Heinecke, sanıklar Elbchaussee’deki eylemde yer aldılarsa bile, sadece Almanya’da insan hakkı olan gösteri yapma haklarını kullandıklarını söyledi. Varlıklarından dolayı milyonlarca maddi hasara karşı sorumlu olmaları saçma olduğu ifadesini kullandı. Daha önceki G20 davası avukatlarından G.Heinecke Almanya’da egemenlerin elinde patlayan İtalyan tutsak Fabio V. Duruşmalarından örnekler vererek benzer şekilde somut bir delil olmadan dayanaksız 5 gencin tutsak edildiğini söyledi.
Bir Sonraki Duruşma 10 Ocak 2019 Tarihinde
2019 yılın Mayısına kadar toplam 27 duruşmanın olduğu G20 mahkemesinin bir sonrakisi 10 Ocak 2019 tarihinde saat 09:30’dan itibaren olacaktır.Tutsaklar salondan götürülmeden önce, polis karşı çıktığı halde Mahkeme heyeti başkanı yargıç Anne-Meier Göring ailelerin tutsaklara görüşmesine izin verdi.
Duruşmanın sonunda tutsaklar polis eşliğinde yine yumrukları ile havada salonu terk ederken, ayakta alkışlanarak yollandılar.
Anektot
G20 tutsaklarından ‘‘Elbchaussee’’ olaylarıyla alakalı olarak G20 eylemlerinden yaklaşık bir sene sonra yapılan baskınlarda tutsak durumda olan 5 gencin duruşmasında hem tutsaklar hemde dayanışmayı yükseltme şiarını taşıyanlar olumlu izlenim bıraktı. Daha önceki takip ettiğimiz duruşmalarda olduğu gibi burada da egemenler kendi burjuva mahkemelerinde somut delil ve dayanaktan yoksun olarak gelişen anti-faşist mücadelenin önünü almak , korku iklimini yaymak ve meşru mücadele yürütenleri kriminalize etme politikası kapsamında hareket ederek 5 genci tutsak etmektedir. Duruşmaların gerçekleştiği mahkeme binası ‘‘yüksek güvenlikli’’ bir yer yani kimlik ve aramalarla iceri girişlere izin veriliyor. Birçok kurumdan siyasi tutsağın bulunduğu bir hapishanenin bitişiğinde yer alıyor. Almanya Polisi bu duruşmayı ve öncesindeki dayanışma eylemlerini topluma kriminal grup olarak yaymak ve bu şekilde tanımlamak amacıyla medya aracıda kullanmaktadır. Belirli burjuva basına girişte sorun çıkartılmazken alternatif basın emekçilerini çeşitli aramalara tabi tutmak istemiştir.
Duruşma sonrasında G20 tutsakları konusunun ciddi bir politikayla egemenler tarafından ele alındığını bilmekteyiz. Son süreçte belli belirsiz birçok kişiyi aranıyor etiketi ile medya kullanılarak kriminalize edilmektedir. Aynı burjuva medyaya bakacak olursak yine G20 tutsaklarının her birinin ‘‘cezası belli , en ağır cazaya’’ çarptırılmalıdırlar. Burjuva medya aracı ve egemenlerin her türlü imkanı seferber edilerek engellenmek istenen toplumsal muhalefet yükselmeye devam etmektedir. Toplumsal muhalefet G20 tutsaklarının yanında durarak yalnız olmadıklarını gösteriyor.Haberimizde değindiğimiz duruşmalara ve daha önceki tutsakların duruşmalarında küçük salonlara sığdırılmaya çalışıldığına baktığımızda bununda egemenlerin politikasının bir ürünü olduğunu anlıyoruz.