Ana sanık Lina E. ve diğer 3 anti-faşistin yargılandığı “Antifa-Ost” davası iki yılın sonunda sona erdi.
Lina ve beraberindekiler Doğu Almanya’daki Nazi gruplarına saldırmakla suçlanıyorlar. Ayrıca Alman Ceza Kanunu 129 maddesi olan “suç teşkil eden” bir yapı kurmakla da suçlanıyorlar. Dün aralarında Lina E., Phillip M.’nin de bulunduğu dört sanığa ceza verildi. Mahkeme sonucunda Lina E., Phillip M., Jannis R. ve Lennart A. şimdilik serbest bırakıldı. Lina E. haftada iki kez polislere imza vermeksi gerkiyor. Yine dosyada belirtilen ikamet yerini sadece mahkemenin izniyle değiştirebilecek.Ayrıca pasaportunu ve kimliğini teslim etmek zorunda.
Bununla birlikte, “serbest bırakılmasına” rağmen, suçlamalarda belirtilen bazı noktaların kanıt niteliğinde olmadığı açık bir şekilde önümüzde durmaktadır. Suçlamalarda bulunulan kişilerin orada bulunup bulunmadığı net değilken duçlamaya dair sağlam tek bir kanıtın bile yok. İkinci derece kanıtların bile ikinci derece olarak adlandırılabilecek kadar sağlam olmadığı mahkemede oratya çıkmıştır.Antifaşistlere yönelik delilleri üreten devlet şiddet kullanmaya hazır olan ve haklarında tutuklama emri bulunan 600 neo-Nazi bazı durumlarda beş yıldan uzun bir süredir bulamamış, sözde firar ya da arandığı söylenmektedir.
Sadece dünkü davada değil, iki devrimci Kürt aktivist de hapis cezasına çarptırıldı. Kürt aktivist Abdullah Ö.’ye karşı geçen yıl Nisan ayında başlayan PKK davası birkaç hafta önce Frankfurt Yüksek Bölge Mahkemesinde (OLG) sona ermişti. Devlet Koruma Senatosu, 59 yaşındaki kişinin 2019’dan Mayıs 2021’de tutuklanmasına kadar “Xebat” adı altında PKK için faaliyet yürüttüğünün kanıtlandığı iddia etti. Bu nedenle hem Fransa hem de Almanya’da daha önceki siyasi faaliyetleri nedeniyle sabıka kaydının bulunması nedeniyle, Yüksek Bölge Mahkemesi Abdullah Ö.’yü Ceza Kanunu’nun 129a/b maddeleri uyarınca “yurtdışında terör örgütüne” üye olmak suçundan dört yıl beş ay hapis cezasına mahkum etti. Stuttgart’ta da benzer suçlamalarla Kasım 2022’den bu yana yargılaması devam eden 72 yaşındaki Kürt aktivist Ali E., 30 Mayıs Salı günü yine Ceza Kanunu’nun 129b maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bu davalar saldırıların sonu değil, anti-faşistlere ve Letze Generation’a (İklim Aktivistlerine ) yönelik haksız baskılar yoğunlaştı. 30 Mayıs Salı günü, BFE birimlerinin ellerinde keskin silahlarla bir aktivistin (Stuttgart’taki Devrimci 1 Mayıs gösterisinin moderatörü) evine polis baskını gerçekleştirildi. Yetkililer tarafından gerekçe olarak bir polis aracına yakılması gösterildi. Eylem sırasında kitle üzerine yoğun bir baskı uygulandı. Polisin ayrım gözetmeksizin gerçekleştirdiği bu saldırılarda çok sayıda kişi yaralandı ve yürüyüşün gerçekleşmesine engellemeye çalıştı. Ayrıca Letze-Generation’a (İklim Aktivistlerine) yönelik baskınlar düzenlendi ve birçok eyalette aktivistlerin evleri arandı. Bunun sonucunda Letze Generation aktivistleri hakkında Ceza Kanunu’nun yine madde 129 uyarınca “suç teşkil eden” bir yapı kurma ya da destekleme şüphesiyle soruşturma açıldı. Bu baskınların ve davaların birçoğu bize sadece toplumda değil devlet kurumlarında da sağa kayışın ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Nazi yapıları ve sağcı terörist partiler, yaşanabilir bir topluma yönelik hitap etmeyen teorileriyle resmi makamlar ya da parlamento gibi devlet kurumlarında kök salıp rahatça hareket edebilirken, haksız yargılamalarla hapis cezaları alan, bastırılan ve yetkililer tarafından korkunç muamelelere maruz bırakılanlar yine solcular, devrimciler ve göçmenlerdir.
Bizler YDG – Yeni Demokratik Gençlik adına, sayısız ve haksız baskın ve yargılamalardan etkilenenlerle dayanıştığımızı bir kez daha belirtiyoruz.
Bu durum sadece etkilenenleri değil, hepimizi ilgilendiriyor!
Biz hep birlikte değiliz, tutsaklar eksik!
Tüm siyasi mahkumlara özgürlük!