Almanya’da hükümet krizine dönüşen yeni mülteci kampları yapılması Avrupa’da gelilşen ırkçılığın göstergesidir. Belirli merkezlerde yapılması planlanan kamplar ”Toplama kampı” olarak görülüyor. Transit olarak geçen ilticacıların toplanması üzerine kurulması düşünülen kampa alınan ilticacıların dışarı çıkması yasaklanacak. Hitler rejimi dönemini akıllara getiren bu girişime karşı mülteci ve göçmen kurum ve kuruluşlar tepkilerini dile getiriyor.
Pro ASYL başkanı Günter Burkhardt ”Savaş, terör, şiddetten kaçan ve bir ülkenin sınırlarını kullanarak başka bir ülkeye geçmeye çalışan transit mültecilere tutsak muamelesi yapılacak” diyerek tepkisini dile getirdi.
Nazi kamplarını çağrıştıran kamplarda tutulacak ”Transit İlticacılar”ın zor koşullar altında kalacak ve dışarı ile bağlantıları adeta kesilecek. Son derece vahim olan bu durum yanı sıra çeşitli hukuki yolları aşmak için kurulacak kamplara özel statü verileceği söylenmekte. Bu durumda Almanya anayasal ve hukuki hakların ”Özel” statülü toplama kamplarında uygulanmayacağı dile getiriliyor.
Bu konu bizlere neyi göstermektedir. Birincisi Mültecilik/İltica hakkı bedeller ödenerek kazanılan haklardan biri ”demokrasi beşiği” Avrupa’da törpülenmek istenmektedir. İkincisi Avrupa coğrafyasında artan ırkçılık, yabancı düşmanlığıdır. Yapılmak istenen yabancı düşmanlığıdır, çok zor koşullar altında ülkesinden ayrılan insanların İltica hakkı için başvurduğu Avrupa ülkeleri bu toplama kampı ile gelen ilticacıları kısa sürede hukuksuzca sınır dışı edebilecekler. İltica talebi ile can havliyle denizleri aşıp gelebilen mültecileri zor koşullarda tutup yıldırmak ve işlemlerini hukuksuzca negatif sonuçlandırarak geri gönderme üzerine kurulu bu yeni ”Özel” statülü toplama kamplarına karşı çıkalım. Avrupa’da artan ırkçılık baskı politikalarıylada kendini gösteriyor. Yunanistan’da iade kararı verilen 35 gündür açlık grevi ile haklarını savunan Turgut Kaya yoldaş gibi politik kimliği ile tanınan insanlar zaten öncelikli olarak hedef seçiliyor. Kirli anlaşmalarla faşist T.C’ye veya başka tutsak mültecilerde farklı gerici ülkelere iade süreci ile karşılaşıyor.
Son sıcak bir gelişmede Yurtsever aktivist örneğinde görüldü. Norveç’te iltica hakkını kullanmak isteyen ve politik kimliği belli olan Gülizar Taşdemir’i faşist T.C’ye iadesi de bu kirli anlaşmalarla hukuki kazanılmış hakların önüne geçilmektedir.
Gençlik olarak bu konulara karşı siyasi bakış açımız vardır. İltica Hakkı burjuva yasalarına göre bile tanınmış bir haktır ve bedel ödenerek kazanılmıştır. Avrupa’yı gericiliğe, yeniden Hitler dönemine teslim edemeyiz. Bunun için mücadelemizin meşruluğuna sarılarak büyüteceğiz.
”Özel” statülü ”Toplama Kampına” hayır diyelim. Alanlarda gelişen ırkçılığa karşı mücadeleyi büyütelim!
Bir YDG Okuru