YDG MYK | 04 – 09 – 2012 | Yine bir Gençlik Kültür-Sanat Festivali ile karşınızdayız. Festivalimiz bu yıl, ‘Irkçılığa karşı bir çığlık olalım! Gençlik Kültür Sanat Festivali’mizde Buluşalım!’ sloganı ile gerçekleştirilecektir. Bu anlamıyla festivalimiz, halkın ve özelde gençliğin en temel sorunlarından bağımsız değil, aksine bu sorunlara karşı politik tavır takınmakta ve gençliği örgütlü mücadeleye çağırmaktadır.
22.si düzenlenen festivalimizde bu kadar ısrar etmemizin elbette sebepleri vardır. Bu sebeplerin temelinde, içinde yaşadığımız sistemin biz gençleri yozlaştırması ve kendimize yabancılaştırmasıdır. En temel insani değer yargısı olan haksızlıklara karşı durma, yardımlaşma ve dayanışma ile kolektif yaşam tarzı emperyalist-kapitalist sistem tarafından yok edilmektedir. Tüm sömürülenler gibi gençlik kendi benliğinden ve insani değer yargılarından uzaklaştırılmak istenmektedir. İnsanı insan yapan en önemli unsur olarak emek ve üretim, egemenlerin elinde değersizleştirilmektedir. Üretim, sömürü üzerinden bu kaos düzenini ayakta tutmak için plansız ve kar hırsına dayalı bir biçimde düzenlenmektedir. İnsanoğlu, ilkel dönemlerde üretimle birlikte insan olabildi. Gelgelelim üretim araçlarının burjuvazinin himayesinde olduğu günümüzde gerçekleşen üretim, bizleri bireyselleştirmekte, yabancılaştırmakta ve insanın sömürülmesinin ana merkezi konumundadır. Bu özelliği ile emperyalist-kapitalist sistem tamamen insan doğasına aykırı bir sistem konumundadır.
Günümüz sisteminin başbelası olarak karşımıza çıkan ekonomik krizler her geçen gün daha da derinleşmekte, faturası günden güne dahada ağırlaşmaktadır. Derinleşen krizle birlikte sermaye sahipleri çözümü, doğası gereği işgallerde, savaşlarda, katliamlarda ve sosyal hak gasplarında aramaktadır. Emperyalist-kapitalist düzen, dünyamızı felaketlere sürüklerken; artan tepkilere set çekebilmek için toplum içinde varolan ırkçılığı körüklemekte, faşist yapıları teşvik etmektedir. Avrupa coğrafyasında ırkçı ve faşist yapılanmalar legal zeminde her geçen gün oylarını arttırırken, illegal zeminde daha fazla radikal araçlara sarılarak katliamcı yüzlerini ortaya koymaktadırlar. Norveç’te cani Breivik ve Almanya’da ortaya çıkan yeraltı ırkçı ve faşist yapılanmaların yeşermesi bizleri şaşırtmamıştır. Beklenen budur ve gelecek daha katliamcı pratiklere gebedir.
Gençlik tüm bunlara başkaldırmaktadır. İnsani olan tüm değerlerin sahiplenicisidir. Kolektif yaşama meyillidir. Sistemden henüz daha az etkilenmiştir ve haksızlıklara karşı duyarlıdır. Üretimde sömürülmeye karşı çıkar. Toplumda gelişen tepkilerde en ön saflardadır. Burjuvazinin, yoz ve biat eden toplum hedefine uymayan bir yapısı vardır. Burjuvazinin kültür-sanat çalışmalarını yozlaştırıcı ve tüketime dayalı olarak ele almasına, sanatsal ürünleri meta haline getirerek pazara sunmasına ve içini boşaltmasına karşı çıkma potansiyeline sahiptir.
Festivalimizin tüm bu yaşananlarla bir ilgisi vardır. Festivalimiz, sömürü ve talan düzeninin saldırılarına karşı bir bariyer oluşturma misyonu ile yüklenmiştir. Alternatifi yaratma mücadelesinde önemli bir duraktır. Gençlik, üretilen sanatsal çalışmalarda kolektifi esas almaktadır. Hiçbir kâr ve pazar kaygısı duyulmayan, üretken ve kolektif bir karaktere sahiptir festivalimiz.
Şurası kesindir ki, bir şeye karşı çıkmak, onun alternatifini yarattığımız sürece anlamlıdır ve misyon yüklüdür. Burjuva yoz kültüre karşı çıkmak, halkın devrimci kültürünü yaratma ve geliştirme çabasıyla anlam bulmaktadır. Festivalimiz, mücadelemize bu bakımdan anlam ve misyon yüklemektedir. Halk gençliği olarak bizleri nice mücadele dolu yaşam beklemektedir. Mücadele seyri boyunca festivalimiz bizlere, bireysel ve kolektif noktada önemli katkılar sunmuştur ve sunmaya devam edecektir. Festival süreci boyunca kolektif elde edilen her değer, yaratılan her sanatsal eser, burjuvazinin yoz kültürene vurulmuş bir darbe anlamına gelmektedir. Sistemin bizleri bireyselleştiren saldırılarına karşı verdiğimiz muazzam emek, mücadelemizi ve ezilenlerin umudunu daha fazla güçlendirecektir. Bu bakimdan örgütlü mücadele, düne oranla daha önem arzeden bir durum almıştır.
Bu bağlamda tüm gençliği “ Halk dansları, Tiyatro, Müzik, Kısa Film, Fotoğrafçılık, Şiir ve Öykü “ dallarında katılmaya, ürünlerini bizlerle paylaşmaya çağırıyoruz. Yaratılan ve sunulan her eser, ırkçılığa karşı bir çığlık, burjuva yoz kültüre karşı amansız bir darbe olacaktır. Emperyalist-kapitalist sistem tarafından körüklenen ve geliştirilen ırkçılık ve faşizme karşı çığlığımız daha gür çıksın, ki yarına dair umudumuz yeşermeye devam etsin.
Katılım Dalları ve Jüri Üyeleri :
Tiyatro/Kısa Film/Fotografçılık : Cengiz Sezgin, Özgür Fındık, Tülay Yongacı, Moritz Sirowatka, Nejdet Saltık
Müzik : Hasan Sağlam, Ozan Rençber, Medet Aslan
Halk Oyunları : Şahin Özer, Piro Galli, Ergün Özkoç, Metin Akbulut
Şiir/Öykü: İbrahim Eroğlu, Haydar Eroğlu, Hasan Köse
Konuk Sanatçılar:
Grup Şiar
Hasan Sağlam
Grup Cemre
Nazım Pişkin & Batıdo Flamenco
GSA Müzik Ekibi
TARİH: 20 Ekim 2012
Saat: 11:00
Yer: Saalbau Griesheim – Schwarzerlenweg 57 – 65933 FRANKFURT am Main