ATİK-YDG-YENİ KADIN | 30 – 12 – 2011 | 2011 yılına veda ederken, bu yılın gündemini oluşturan esas mesele emperyalist kapitalist sistemin krizi ile ’’yüzde doksan dokuzların’’ yani ezilenlerin isyanı ve direnişi olmuştur. Dünya esas olarak 2011’e ’’Arap Baharı’’ denen halk isyanları ile başladı. Tunus’ta bir gencin kendini yakmasıyla patlak veren isyan 14 Ocak’ta çeyrek asırdır ülkeyi yöneten Zeynel Abidin Bin Ali’nin iktidardan devrilip ülkesini terk etmesiyle sonuçlandı. İsyan ateşinin kıvılcımları Mısır’a, Yemen’e, Libya’ya ve Suriye’ye de sıçradı. Hüsnü Mübarek koltuğunu bırakmak zorunda kaldı, Muammer Kaddafi’nin can çekişen görüntüleri de dünya basınına boy boy yansıdı.
Arap ülkelerinde ki halk isyanları devam ederken dünya bir yandan da El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in ölümü, Euro Bölgesinde birçok ülkeyi batırarak iflasın eşiğine getiren ve Avrupa’da çatırdamalar yaratan mali kriz, Japonya’da meydana gelen Tsunami sonucu Fukuşima nükleer santral felaketi ve nükleer enerji karşıtları ayaklanması 2011 tarihinin sayfalarına yazılıyordu.
Bu yılın devamında, 22 Temmuz’da Norweç’te yapılan faşist saldırı sonucunda 77 kişinin katledilmesi, Almanya’da Anayasa Koruma Teşkilatının Neonazi üyelerinin işlediği cinayetlerin açığa çıkması, Kuzey Afrika ülkelerin de yaşanan huzursuzlukların artmasıyla birlikte, kapasitesinde fazla doldurulan balıkçı tekneleri ile Akdeniz’i aşmaya çalışan yüzlerce mülteci, hedefe ulaşamadan boğularak can vermesi, Afrika’da son altmış yılın en korkunç kuraklığı yaşanmasından dolayı binlerce insanın ölümü ve yüz binlerce insanın açlığa maruz kalmaları yaşanan önemli olaylardı.
2011 yılı geldiğimiz ülke olan Türkiye’de de önemli olayların yaşandığı yıl oldu. Faşist devletin AKP hükümeti, Devrimci harekete, Kürt ulusal hareketine ve kendisine muhalif eden tüm kesimlere yönelik yoğun saldırılar gerçekleştirdi. Faşist diktatörlüğün AKP hükümeti ‘’açılım’’ adı altında başlattığı politikalarının sahte ve aldatmaca olduğu bir kez daha su yüzüne çıktı. Birkaç yıldır başlatılan ve son dönemde yoğunlaştırılarak devam ettirilen KCK operasyonlarıyla gözaltına alınanların sayısı yedi bin kişiyi aşmış, bunlar içerisinde tutuklananların sayısı dört bin kişiyi varmıştır. Yapılan bu operasyonlara karşı bilenen kitlelerin öfkesi mücadele yükseltmeye devam etmişlerdir.
Türkiye’de faşist zihniyetli saldırı ve imha politikaları doğal afetlerde bile kendini yoğun bir şekilde göstermektedir. Van’da 23 Ekim tarihinde yaşanan depremde yüzlerce insan hayatını kaybederken, binlerce insanda evsiz kaldı. Faşist zihniyet ve yan kuruluşları Van halkına adeta “terörist” muamelesi yaparak, kendileri yardımlarını sadece yandaşlarına yapmış, bunun dışında ise Van halkına kardeş eline uzatan, onların yanında olduğunu ortaya koyan kuruluşların yardımlarını yoğun bir şekilde kolluk güçleri vasıtasıyla engellemeye çalışmıştır. Tüm bu engellemelere rağmen; işçiler, emekçiler, sanatçılar ve ezilenler Van halkına kardeşlik elini uzatmada geri durmadılar. Konfederasyonumuz ATİK başta olmak üzere, Avrupa’da faaliyet yürüten demokratik göçmen kuruluşları da düzenledikleri kampanyalarla Van halkına Avrupa’da kardeşlik elini uzatmada geri durmadılar. Devlet erkanı ise ayrımcı faşist politikalarıyla yaşanan depremin altında kalan esas güç olmuştur.
2011 gerek Avrupa’da gerekse tüm dünyada protestoların yılı oldu. ‘’Arap Bahar’’ olarak Kuzey Afrika’da başlayan ve oradan ekonomik krize kaşı, Atina, Roma, Londra, Madrid ya da Santiago’da sıkı tasarruf önlemlerini ve bankaların elinde bulundurduğu gücü protesto eden göstericiler meydanlara döküldü. Yaz aylarında New York’ta ortaya çıkan “Wall Street’i İşgal Et” hareketi de diğer ülkelere sıçradı, protestolarda emperyalist kapitalist sistem teşhir edilirken, eşitlik ve sosyal adalet talepleri dile getirildi.
2011 bizler açısında da yoğun bir yıl oldu, başarılı olduğumuz birçok faaliyetin yanı sıra istenilen başarıların elde edilemediği faaliyetlerimizde olmuştur. Tüm dez avantajlarımıza karşın, anti–‐emperyalist baskı, işgal ve talana karşı mücadeleyi büyütmek, işci–‐emekçilerin özelde göçmenlerin hak alma mücadelesini yükseltme kararlığındayız. 21. Kongremizde oluşturduğumuz programın ışığında önümüzdeki yıl inatla kavga ateşini körüklemeliyiz, bulunduğumuz tüm alanlarda tecrübe ve deneyimlerimizde öğrenerek kavgamızı büyütmeliyiz. Demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesinde daha aktif olarak mevzilerimizi büyütmeyi hedeflemeliyiz.
Tüm dünya halkalarının, ezilenlerin ve dostlarımızın, ATİK üye ve taraftarlarımızın yeni yılını candan kutluyor, mücadelemizde üstün başarılar diliyoruz. 2012 Yılının; birlik, mücadele ve zaferlerle dolu bir yıl olmasını diliyoruz.
ATİK 21.DÖNEM GENEL KONSEYİ – YENİ KADIN – YENİ DEMOKRATİK GENÇLİK