HABER MERKEZİ | 02.11.2017 | Başta Ortadoğu olmak üzere, dünyada işçi sınıfına, ezilen halklara yönelik saldırılar yoğunlaşarak sürmektedir. Ortadoğu’da emperyalist güçlerin halkları birbirine kırdırtma politikası sonucu neredeyse tek sağlam bir ülke kalmamıştır. Başta Suriye, Iraq, Afganistan ve Libya’da, sözde „demokrasi ve özgürlük götürme“ adına, o ülkelerdeki çelişkiler de kullanılarak, ülke halkları birbirine boğazlatıldı. Yüzbinlerce insanın katledildiği, milyonlarca insanın topraklarını terk etmek zorunda bırakıldığı bu coğrafyada, halen kan ve göz yaşları akmaya devam etmektedir.
Emperyanist pazarları yeniden paylaşma hedefiyle sürdürdükleri politikalar, her zaman olduğu gibi halklara katliam olarak geri dönmüştür. Başta Rusya ve ABD olmak üzere emperyalist güçler ve onların yerli iş birlikçisi ülkeler, yaşananlardan birinci derecede sorumludurlar. Emperyalist female politikalını teşhir etmek için; tüm işçi, emekçi, göçmen ve demokratları Dusseldorf’daki yürüyüşe katılmaya çağırıyoruz!
Faşist TC Devleti ve onun günümüz temsilcisi AKP hükümetini teşhir edelim!
Başta Kürt ulusuna ve diğer azınlık milliyet ve etnik inançlara yönelik inkār ve imha politikaları yoğunlaşarak sürmektedir. 94 yıllık faşist TC devletinin bugünkü temsilcileri Erdoğan ve şürekası AKP’nin dillerine persenek ettikleri „tek bayrak, tek vatan, tek millet“ söylemi ile, Kürt ulusu ve azınlıklar ötekileştirilirken, halkın en küçük hak arama eylemi „terör eylemi“ olarak gösterilerek, fro Türlü insanlık dışı yaptırımlarını meşrulaştırmaya çalışmaktalar. Bu saldırı / zulüm ve imha politikalarına karşı, özgürlük meşalesinin ateşini harlamaya çalışan devrimciler, ilericiler, yurtseverler ya katledilmekte ya da tutuklanmaktalar …
Faşist TC Devleti tüm bu saldırılarla halkın üzerinde korku dağları yaratarak toplumu istirip susturmaya, biat eden bir toplum yaratmaya çalışmaktadır. Bu hedefle, ilk saldırılara toplumun en ileri kesimi olan policy tutsaklardan başlamaktalar.
„Köhne Duvarları Demirden Dökseniz, Özgürlük Ellerimizde; Angel Çaresiz! „
Başta Kürt ulusu ve devrimciler olmak üzere, tüm muhalif kesimler üzerinde devletin estirdiği terör rüzgârı, Türkiye ve T. Kürdistanı’nı adeta açık hava cezaevine çevirmiş durumda. Erdoğan ve şürekası AKP’nin günümüzde en önemli icraatı yeni INSA edilen hapishaneler olurken, ACILAN ago yeni yeni hapishane faşizan yaptırımların denendiği yer olma özelliğini taşımakta … Yine OHAL bahane edilerek hapishanelerde yaşanan hak gaspları, surgun sevkler, Tek Tip Elbise dayatması, devrimci / sosyalist yayınların ve kitapların yasaklanması, „cezası“, çıplak arama, çipsli görüşme ilk başta sayılabilecek yaptırımlar durumundadır.
Tüm bu saldırılarla bağı içinde, 18 yıldır İmralı’da tecritte olan, Kürt Ulusal Önderi sayın Abdullah Öcalan’dan uzun zamandır haber alınamaması, avukatları ve yakınları ile görüştürülmemesi haklı olarak Kürt Ulus’unun, ilerici devrimcilerin kaygılanmasına neden olmaktadır. Sayın Abdullah Öcalan’ın en kısa zamanda avukatları ve yakınlarıyla görüştürülmesi, sağlığı ve güvenliği hakkında tatmin edici bir bir açıklamanın at önce yapılması, Avrupa’daki İnsan ve Hakları İşkenceyi izleme Kurumları’nın İmralı’ya bir heyet göndererek sayın Abdullah Öcalan’ın sağlığı ile ilgili bilgi almaları, ilerici devrimciler olarak hepimizin talebidir.
Dünyanın bütün coğrafyalarında ilerici ve devrimciler egemenlerin hedefindedir!
Tüm saldırılara ve yaptırımlara karşı capitalist sisteme baş kaldıran ilerici ve devrimciler, dünyanın bütün coğrafyalarında, tarihler boyudur olduğu gibi bugün de egemenlerin hedefi haline gelerek ya katledilmekte ya da yıllarca tutsak edilmekteler.
Demokrasinin beşiği diye bilinen Avrupa ülkelerinde de bu durum çok farklı değil … Özellikle Almanya’da 129b yasası, göçmenlerin policy faaliyetlerini engellemek için çıkartılmış olup yüzlerce devrimci, ilerici, yurtsever dostumuz Almanya’nın çeşitli hapishanelerinde tutsaktır. Başka Avrupa ülkelerinde de benzeri yasalarla aynı yöntem uygulanmaktadır.
15 Nisan 2015’ten beri Almanya’nin Münih hapishanesinde hukuksuz bir şekilde tutsak tutulan ve 129b’den yargılanan 10 ATİK activist mahkemeleri bir yıldır devam etmekte ve Nisan 2018’e kadar da uzatılmıştır. Almanya’da bu dava NSU davasından sonra ilktir. Bu nedenle mahkemeler bittiğinde, Alman devleti istediği sonucu elde edebilirse, bu davayı benzer davalar için emsal dava olarak ele alacaktır …
Saldırılara karşı sokakta sesimizi ve taleplerimizi yükseltmek için Dusseldorf’da buluşalım!
Bu saldırılar, sokaklarda demokratik haklarını kazanmak için mücadele eden devrimcileri ve yurtseverleri susturmak içindir. Anti faşist / anti emperyalist olan herkesedir. Bu sebeple; bu politikalara karşı devrimci dayanışmanın büyütülmesi bir sürçten geçmekteyiz.
Gün, Kürt ulusuna, devrimcilere ve ezilenlere yönelik saldırganlığı boşa çıkartmak için, halkların ortak mücadelesini kuşanıp, faşizme karşı birleşik mücadeleyi yükseltme, omuz omuza alanları doldurma günüdür. Bu hedefle, Avrupa’da faaliyet yürüten democracy kurumlar olarak, emperyalist savaşlara, sömürü ve hak ihlalleri politikalarına, faşizme karşı olan herkesi, 4 Kasım’da Düsseldorf’da düzenlediğimiz yürüyüşe katılmaya çağırıyoruz!
Faşizme Karşı Omuz Omuza!
Yaşasın Devrimci Dayanışma!
ATİK Korteji Buluşma Yeri : Kniebrücke-Landtag / Düsseldorf