1886 yılından beri tüm dünya emekçilerinin ortak değeri olarak kutlanan mücadelenin, emeğin, dayanışmanın, birliğin günü olan 1 Mayıs’ı, tüm dünyada boy gösteren ekonomik krizin, geleceksizliğin, Emperyalist savaşların, Kürdistan’daki işgal saldırılarının gölgesinde karşılıyoruz. Son birkaç yıldır adı konulur bir hale gelen siyasal çıkmaz varlığını sürdürebilmek için ezilenlere ve dünya halklarına yönelik amansız saldırılar gerçekleştirmekte. Özelde gençleri geleceksizliğe mahkum eden sistem ülkeler, isimler değişse de aynı karakter ve biçimde kendini gösteriyor. Mevcut ekonomik krizi pandemi ile perdelemeye, krizi gerekçelendirmeye çalışan sömürenler; işçilerden, gençlerden, kadınlardan tüm ezilenlerden yükselen sesi bastırmak için sürekli yeni bir saldırı ile gündem değiştirme çabası içerisindedirler.
Avrupa’da son yıllarda sendikaların örgütlediği birçok kitlesel işçi eylemine tanıklık ettik. Toplumun her kesimine yayılan geleceksizlik kaygısının böylesi eylemler ile dışa vurumu oldu diyebiliriz. Eğitim sistemindeki eşitsizlikler ile gençleri ya işsizliğe ya da sanayi ve endüstri için ucuz iş gücü olmaya zorluyor. Özellikle göçmen kökenli ve mülteci gençler meslek alanlarına, hizmet sektörüne yönlendiriliyor. Pandemi sürecinde 1 Mayıs eylemleri gibi eylemlere katılanlara cezalar kesilirken sömürenler kendi zararlarını en aza indirmek için yüzlerce işçiyi fabrikada pandemi koşullarına rağmen çalışmaya zorlamıştı. Kendi devamlılığını sağlamak için gençlerin yaşamından çalan sisteme, sömürenlere karşı geleceğimizi savunmak için 1 Mayıs’ta alanlara.
Ezilenleri dahi kendi içinde ayıran sistemde; mülteciler ve kadınlar için durum daha da zorludur. Irkçılık faaliyetlerinin önünün açılması, ırkçılığın tırmandırılmasıyla beraber mülteciler için ana kaygı burada direkt yaşamın kendisi oluyor. Sistemin yarattığı krizden, emperyalistlerin yarattığı savaşlardan kaçarak göç yollarında ölüme terk edilen mülteciler yaşamlarını hiçbir sınıra sığdıramıyorlar. Avrupa ülkelerinde iltica eden mülteciler insan haklarına aykırı birçok muameleye maruz kalıyor insanlık dışı koşullarda yaşamaya zorlanıyorlar. Sınırlara karşı mülteci haklarını savunmak için 1 Mayıs’ta alanlara.
LGBTİ+ ve kadınlara yönelik saldırılar sistemin erkek yüzü olan Patriyarkanın koruması altındadır. Avrupa toplumunda kadına yönelik şiddetin, taciz ve tecavüz vakalarının, kadın cinayetlerinin özellikle pandemi sürecinde ciddi bir artış gösterdiği bilinmektedir. Avrupa devletlerinin kadın cinayetlerini önlemek, cezai yaptırımlar uygulamak yerine bu cinayetleri basından ve kamuoyundan saklama çabası dikkat çekicidir. Aynı şekilde kadınların ve LGBTİ+ların eylemlerine sert müdahalelerde bulunmakta ve kadına yönelik saldırıların, homofobinin önü açılmaktadır. Homofobiye ve Kadın düşmanlığına karşı emeğimiz, bedenimiz, benliğimiz için 1 Mayıs’ta alanlara.
Emperyalistlerin ve NATO’nun sınırlarını genişletmek için başlattıkları savaş, sürecimizin en can yakan gündemlerinden. Rusya’nın sınırlarının tehdit edildiği bahanesi ile başlattığı işgal hamlesi emperyalist Rusya’yı ve NATO devletlerinden güç alarak içerisinde Nazici ırkçı-faşist çeteleri besleyen Ukrayna devletini karşı karşıya getirdi. Savaşın en ağır sonuçlarına maruz kalan Ukrayna halkı kendini tarafı olmadıkları bir savaşın içinde buldu. Aynı süreçte dünya basınına savaş karşıtı açıklamalar yapıp Rus işgalciliğine karşı olduğunu söyleyerek timsah gözyaşları döken T.C. devleti Kürdistan’a yönelik bir işgal saldırısı daha başlattı. T.C. Devleti 17 Nisan’dan beri medya savunma alanlarına ve yerleşim yerlerine dönük saldırılar gerçekleştirmekte. Bu savaşların sonucu olarak yüzlerce kadın, genç, çocuk ölüm ve göçle karşı karşıya gelmektedir. Özellikle Rus- Ukrayna savaşında onlarca genç eli silah tutabilir denilerek savaştırılmaya zorlanmış, ülkeden çıkmalarına izin verilmemiştir. Emperyalistlerin ve NATO’nun savaş çığırtkanlığına, haksız savaşlara, işgalciliğe karşı dayanışma ruhumuz ile 1 Mayıs’ta alanlara.
Bizler Yeni Demokratik Gençlik olarak üzerinde yaşadığımız her bir kara parçasında, nerede olursak olalım, sömürenlere karşı mücadele etme, tüm ezilenlerin ve halk gençliğinin ortak mücadelesini savunma kararlılığı ile 1 Mayıs meydanlarında olacağız. Dünya emekçilerinin ortak mücadelesi ile kazanılmış 1 Mayıs’ın yüklediği bilinç ile geleceğimizi, yaşamımızı sistemin elinden çekip alacağız. Tüm gençleri sistem karşısında ezilenlerin birliğini savunmaya 1 Mayıs’ta sokaklarda olmaya çağırıyoruz.